- en ilerideki
- adj. furthermost
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
ateş hattı — is., ask. Savaşta en ilerideki birliklerin ellerindeki silahlarla ateş açabilecekleri hat Bu kayık ateş hattımızın önüne gelir gelmez bir kumanda ile hep beraber şiddetli bir ateş açtık. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
basamaklı — sf. Basamağı olan, basamak basamak olan Nereden geldiği belli olmayan bir tekme ile ilerideki birkaç basamaklı merdivenden yuvarlanıyor. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
deniz feneri — is. Kıyıların tehlikeli yerlerinde, bazı kaya ve adacıkların üzerinde geceleri deniz taşıtlarına yol gösteren, tepesinde güçlü bir ışık kaynağı olan fener Az ilerideki burunda bütün heybetiyle bir deniz feneri görünüyordu. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
maslak — is., ğı, esk., Ar. maṣlāḳ 1) Sürekli su akan boru İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı. O. C. Kaygılı 2) Su yolu üzerinde bulunan su haznesi 3) Büyük yalak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarın — is. 1) Bugünden sonra gelecek ilk gün Yarın paydosu biraz erken çalarız, ödeşiriz. H. Taner 2) Gelecek, ilerideki zaman İnsan daima yarını düşünmeli. 3) zf. Bugünden sonra gelecek ilk günde Yarın geleceğim. Birleşik Sözler bugün yarın Atasözü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
âtîdeki — (A. T.) [ ] ilerideki, aşağıdaki, gelecek olan … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
AVANS — Fr. İlerideki bir alacağa mahsuben önceden verilen para … Yeni Lügat Türkçe Sözlük